7. Finiş ya da çini koleksiyonu nasıl yapılır

Orhangazi Ultra Maratonu 90 km

İznik… Akşam saatlerinde semaverden çay içerken ve İznik Gölü’ nün muazzam manzarası eşliğinde gün batımını izlerken neden buraya 7. kez geldiğimi anlıyorum. Elbette her sene severek koştuğum yarışın yanında İznik’ in ve gölün huzur verici hissi.

inspiredbyrun markamın kuruluşundan beri her yarışta beni standımda görebilirsiniz. Bu da bana çok iyi bir avantaj sağlıyor, gün boyunca çalıştıktan sonra akşam odaya kadar sürünerek yarış heyecanı değil de çuval gibi yatar ve sabaha kadar aralıksız uyurum. 🙂

IMG_0716
inspiredbyrun halleri. Resimde iki tane Elena bulun 😉

Yarıştan önce en sevdiğim karanlıkta değil aydınlıkta uyanmak. Gölün benzersiz gün doğuşuna uyanıp hazırlıklarıma başladım. Yarış öncesi rutinleri tamamladıktan sonra transferle Orhangazi’ ye doğru yola konulduk, saat 09:00′ a yaklaşıyordu ve yarış başlamak üzereydi.

c7ce89f0-d54b-463b-9470-28a89e1eab59
Son müzik ayarları 🙂 Bundan sonra tüm fotoğraflar aksiyonfotograflari.com

Son 3 sene İznik’ te koşarken farklı farklı aksilikleri ve maceraları yaşadım (hepsi tamamen benden kaynaklı. Raporlarım: Hayat Gökkuşağı ve Uludağ Küçük Zirvesi’ nde başlayan İznik’ te biten ultra maraton). Öncekilerde ya demirim düştü ya ayağım burkuldu ya sinirim sıkıştı, aksi gibi neredeyse tüm parkuru sürünerek yürüyordum, bu sene artık kararlıydım: “Yeter artık ya, şeytanın bacağını kıracağım ve bu parkuru ya koşacağım ya koşacağım, başka seçenek yok!” Kendime bir hedef koydum: Güneşi batırmadan bitiş çizgisine ulaşmak ve yarışı 10,5 saatin altında bitirmek.

Start alanında arkadaşlarımla sohbet ederken yarışın nasıl başladığını anlamadık. Kulağımda çalan çılgın çıstak şarkıların eşliğinde macera başladı. Neredeyse yarışın ilk 19 km’ si parkur dümdüzdü. Başlangıçta biraz asfalt, sonrası keyifli göl kenarı (en sevdiğim) ve gölgeli zeytinlikler.

716e9254-f9c5-41ca-b8bb-2e53d2a3c7cf
Beslenmeyi atlamıyoruz! 😉

Parlak güneşin altında hava çok güzeldi, baya sıcak bir gün bizi bekliyordu. Yarışın başlangıcından beri beslenmeye ve su alımına çok dikkat ettim ve yarış boyunca ne enerji düşüşü ne de çökme yaşadım.

Elbette geleneksel Sölöz Dere geçişi İznik’ in olmazsa olmazlarındandır. Bu geçişi sadece 2014 yılında atlattım o zaman maraton mesafesini koşup buralara kadar yolum düşmedi. Yoksa 2012 yılında beri bu dereyi hep saat yönünde geçmişliğim var. Bazen atlayarak ve koşarak bazen de sürünerek. Bu sefer güzel bir karenin peşindeydim, fotoğraf çeken arkadaşı görünce doğrudan sulara daldım.

f4455258-d06f-4945-a88b-b372d382aded
Su bizim herşeyimiz 🙂

Sonraki bölümde biraz çamur vardı ama bu sene en kuru parkurlardan biriydi kesin. Hele ilk kez İznik’ te koştuysanız o çamur banyolarını unutmak ne mümkün! 😉

Sölöz kontrol noktası sonrası artık tırmanma zamanı geldi, sularımı tazeleyip, jellerin ambalajlarını çöpe atıp yoluma devam ettim. Neredeyse tüm tepeleri sabit bir tempo ile koşmaya çalıştım. Yükseldikçe gölün benzersiz manzara ve güzelliği gözlerimi kamaştırıyordu. Masmavi göl, capcanlı yeşillik, neşeli sarı çiçekler ve gülen papatyalar. Benim için bu seneki İznik renkleri…

e8360484-d431-41ce-87be-d77ebecf3026

Her çıkışın inişi olduğu gibi bir sonraki kontrol noktasına (Narlıca) koşarak indim. Geleneksel çöp atma ve su doldurma etkinliklerinden sonra hemen yarışıma devam ettim. Uzaklaşınca aklıma geldi: “Hani burada tuzlu bir şey yiyecektim” ama artık geç oldu, hurmaya ve jellere kaldım.

b715b74e-a650-4f2e-af3f-d36d4c8eec76
Ayaklarımın yerden kesildiği doğrudur 🙂

Bundan sonra en sevdiğim “roller coaster” bölümü başlıyordu, zeytinlikler içinde eğlenceli koşu. Hele bizler o patikalardan kayarak akarken ve ağaçların arkasından pat diye çıkıp inerken yerel insanların bakışları vardı! 🙂 Gölgelerin içinde serin, dar ve güzel patikalar. Ne kadar güzel olsa da bir süre sonra insan geniş yola kavuşunca seviniyor, hem de Müşküle Köyü’ ne varmak üzereysen.

01573def-6931-49df-8fa7-ba16a72b2533
Yola kavuşma sevinci 🙂

Ve nihayet Müşküle Köyü. İki sene önce buralara acayip aç bir şekilde ulaştım. Yarıştan önce ayağımı çok fena bir şekilde burktuğum için patika kısım çok uzun olmamasına rağmen benim için saatlerce sürdü ve yolda feci bir şekilde acıktım. Tanrı da çok iyi bir teyzeyi karşıma çıkarttı o da bana pişi ikram etti, unutmak ne mümkün! Bu sefer de senelerce olduğu gibi Müşküle sokakları – mutluluk ve huzur karesi: Sokaklarda örgü ören kadınlar alkışıyor ve biri diyor ki: “Koşma kızım”. Doğru ya, ne koşuyorum ki. Zaten buradaki kontrol noktasından sonra “neden koşuyorum” sorgulama bölümü başladı benim için. Aslında bu sorgulama bölümü neredeyse her yarışta olur da fakat farklı mesafelere denk gelir. Bu sefer uzun yokuşa ve yarışın ikinci yarısına denk geldi. Ne yalan söyleyeyim bu kısımda biraz sıkıldım. Ama yolda gördüğüm koşan arkadaşlar bu yolu renklendirdiler ve zevk kattılar, bir sürü insan görüp sohbet ettik. İşin en önemli kısmı nihayet 3 senenin ardından bu bölümün neredeyse tamamını koşabildim.

ae31ab24-ea29-42dd-9d30-0d14f27bf044
Evet, bakalım istasyona kadar kaç kilometre kaldı!? 🙂

Kontrol noktasına (Süleymaniye) ulaşınca nihayet tuzlu bir şey yemek aklıma geldi. Peynir, ekmek, zeytin biraz kola ve yolda protein barın yarısını yemeye çalışırken yoluma devam ettim. Ne de olsa biraz tırmanış sonra da yokuş aşağıya ve düzlük kalıyordu. Buradan sonra nedense balon gibi şiştim. Ya çok hızlı yediğim için ya da çok fazla sıvı tükettiğim için. En çok su içtiğim yarışlardan biriydi. Aklıma Ultra Pirineu yarışı geldi, 110 km koşarken kaç kilo kavun yediğimin farkında değildim, koştuktan sonra finişte bile kendimi kavunu yerken buldum o kadar güzeldi. Tabii ki sonuç olarak bibendum gibi oldum. 🙂 Biraz uzaklara gittim galiba, şimdi İspanya’ dan İznik’ e geri dönelim.    Ertesi günün stant işlerini düşünerek bu bölüm de bitti. Son kontrol noktasına (Derbent) varınca biraz çorba ve kola içtikten sonra artık finişin kokusunu alıp hemen istasyondan ayrıldım. Yolda protein barın ikinci yarısını yemeye çalışırken pek başarılı olamadım. Ben itiyorum o da geri çıkıyor. “Neyse” dedim “Gayet tokum fazla zorlamanın anlamı yok”. Buradan sonra artık çok kısa çıkış ve sert iniş olacaktı.

5457e290-1a94-4487-a1d5-a8b9c34f6b1f

Burada iyice hızlandım, hani gün batmadan önce finişe ulaşmam lazımdı. Upuzun inişten sonra düz yola kavuşma mutluluğu.

bbdd4c71-0447-407c-a277-e8b9e2e3ad14
Eller havaya, finişe az kaldı 🙂

Finişe kadar sadece 6 km kaldı ama geride kalan 80 km.nin bedeliydi. Sonsuza kadar süren dakikalardan sonra gönüllülerden biri müjde verdi, son 1 km kaldı.

b1c227f9-043d-4fd8-b773-39a91e870231
Ne?! Sadece 1 km mı kaldı? 😉

Son metrelerin unutulmaz anları…

73df0cf9-b29f-468d-8d72-7be3aa100852
Neredeyse bitti!

Finişe gelmeden önce koşan arkadaşların, çocukların ve yerel halkın desteği müthişti ve unutulmaz anlardan biri.

0824dc3a-96df-457f-90e0-9cfb03136d23
Mutlu son 🙂

Ve hedef tuttu: 10:12:00

Yarış boyunca “hayatımın sorgulaması” bölümüne geçmediğim için yarış benim için çok güzel ve eğlenceli geçti demek ki. 🙂 Her zamanki gibi yarış öncesi yaptığım ve benimle finişe ulaşan tırnak desenlerim bozulmadı. 😉

IMG_0772
Fotoğraf: Ersavaş Güdül
dacca7c5-b9db-4988-a37c-c15aa0040cd3
Tebrikler! 🙂

Organizasyon her zamanki gibi mükemmeldi ama bu sefer apayrı bir samimiyet vardı, kendimi evimde gibi hissettim. Gönüllüler ve destekçiler müthişti. Kontrol noktalarında destek inanılmazdı, su doldurmadan tut çantamın arka cebinden bir şeyler çıkarmaya yardım etmelerine kadar. Manevi destekten zaten bahsetmiyorum, olağanüstü ve harikaydı.

Müthiş fotoğraflar: aksiyonfotograflari.com

Beslenme:

Yol boyunca IRONDEER jelleri ve izotonik; bir adet protein bar; hurma; istasyonlarda peynir, zeytin, ekmek, çorba, portakal, muz ve cola.

Kullandığım COLUMBIA MONTRAIL ürünleri: 

CALDORADO 7L RUNNING ÇANTA; CALDORADO II AYAKKABI; BOYUNLUK; TITAN ULTRA SLEEVELESS ATLET; TITAN ULTRA PERFORMANS ŞORTU; TITAN LITE WINDBREAKER II RÜZGARLIK.

thumbnail_IMG_0917
İznik Ultra çini koleksiyonuma gel! 🙂

Yorum bırakın