“Koşunuzu nasıl alırdınız?” ya da “başarılı bir yarış için benim altın kurallarım”

Cappadocia Medium Trail

Her zaman Kapadokya’ ya geldiğimde duyguların gökkuşağını yaşıyorum. Her daim aklım  beni ta 2014 yılına götürüyor, Cappadocia Ultra – Trail yarışının ilkine. Serkan ve Sertan Girgin‘ den yarış haberi, mesafe seçimi, hazırlıkları ve yepyeni bir yarışın anlatılmaz heyecanı.  Ekim ayının hafif yağmurlu bir günüydü ve bizler yaklaşık 100 kişi başlangıç çizgisinde yeni maceraya atılmak için sabırsızlanıyorduk. Macera dolu saatler ve 110 km’ nin genel klasman birinciliği. O unutulmaz andan sonra 4 sene geçti, her sene unutulmaz tecrübeler yaşandı ve 4 yarış raporu yazıldı. Çok farklı anlar yaşandı, bazen ağlamak bazen gülmek istediğim dakikalar oldu ancak değişmeyen tek şey vardı – sonbaharın Kapadokya gizemi, bu Kapadokya benim ve sadece bana ait: Akşamları kömür kokulu, mağara otellerin huzur ve sakinliği, ayakların altındaki rengarenk yapraklar ve kırmızı sonbahar elmaları, havada uçuşan örümcek ağları ve Kapadokya şarabı gibi sarhoş eden o unutulmaz özel Kapadokya havası, ballı yerfıstığı ve kış çayı, yemyeşil ama tatlı mandalinalar ve her bir mucize bekler gibi içimdeki çocuğu uyandıran masalsal benim Kapadokyam. Peki sizin Kapadokyanız nasıl acaba?

Perşembe günü akşam saatlerinde otobüsten inince yine, yeni, yineden müthiş bir heyecan içimi sardı. Vakit akıp geçti ve bu sene bu topraklarda 5. kez koşacağım. Yine her metresini bildiğim ve sevdiğim sokaklar ve o unutulmaz kömür kokulu Kapadokya. Yazarken bile kömürün kokusu burnumda. Duygusal bölüm böylece bitti, şimdi teknik bilgilerin zamanıdır.

YARIŞA HAZIRLIK

2 Ekim tarihinde yarışa katılmaya karar verip 4 Ekim’ de mesafeyi seçip antrenmanlara başlıyoruz. Antrenmanlara başlıyoruz derken aslında antrenmanları hiç kesmedik ve sene boyunca koskoca bir iş yapıldı, bu yarışa özel antrenman sürecinden bahsediyorum. Geçmişe dönersek UTMB sonrası ilk hafta hastalık dolayısıyla mecburen dinlenme, Kaçkar Ultra haftası parkur işaretleme ve toparlama derken mesafe 90 km.yi buldu. Sonraki hafta toparlanma ve hafif koşular ile 60 km. Eylül ayının son haftası hafif koşular (38 km) ve evde bisiklet. Aslında Ekim’ in ilk haftası da hafif koşular, bisikletle, esneme ve kısacık intervaller ile geçecekti ama yarışa gitme kararı alınca programımız tamamen değişti ve keyif antrenmanlarının yerine sağlam intervaller ve haftanın uzunu geldi. Öylece Ekim’ in ilk haftasını 56 km, ikinci haftasını ise 69 km ile kapattık. Kapadokya’ dan bir hafta önce Geyik Koşuları 14 km muhteşem silkelenme oldu. Yarış haftası ise bisiklet ve kısa toparlanma koşusu.

YARIŞ ÖNCESİ

Cuma günü boyunca inspiredbyrun standımda çalıştığım için geç saatlerde yarış kitimi alıp ve yemeği yiyip hemen dinlenmeye geçtim. Odamda acele etmeden kıyafetlerimi hazırlayıp yarış boyunca tüm kullanacak cihazlarımı şarja taktım (alın feneri, telefon, saat ve MP3 çalar). Saat 22:00 sularında yatıp 05:30′ da uyanıp hemen kahvaltıya geçtim.

YARIŞ

Bana sorarsanız benim için başarılı yarışın sırrı – plana göre doğru nabızla gitmek, planlı bir şekilde beslenmek ve kafamı rahat tutmak. Elbette yarışa göre gerekli antrenmanlar yapıldı şartıyla. Benim için yarışın en önemli kuralları:

  1. Ne olursa olsun tüm dertlerimi unutup tamamen yarışa odaklanmak. Hiç fark etmiyor antrenman, eğlence ya da hedef yarışı ama başlangıç çizgisine tamamen yarışa odaklı çıkmam lazım. Yarış öncesi dönemi stressiz geçirmek şarttır.
  2. Yarışın ilk saatleri çok ama çok önemli. Nabzı kontrol etmek ve kontrollu şekilde ilerlemek çok önemli. Yarış heyecanında adrenalin tavan yapıyor ve kendini kontrol etmek zordur. Yıllarca saatsiz koştum ve iç hislerime güvenerek temkinli bir şekilde başlayıp yarışın sonuna doğru hızlanıyordum. Şimdi ise yarışın ilk saatlerinde kesinlikle nabzımı kontrol ederek ilerliyorum. Daha yarışın başlangıcında parkurda beni bir sürü sporcu geçti hem 63 km hem de 119 km koşan sporcular, ben ise temkinli tempomu bozmuyordum. Elbette bazen birinin peşinde takılıp bu şekilde ilerlemek istiyordum ama ileride bedelini ağır ödeyeceğimi bildiğim için kendime uygum bir tempomla yoluma devam ediyordum. İstatistiğe baktığımda 2. kontrol noktasına genel klasmanda (63 km koşanlar arasında) 79. sırasında vardığımda finişe genel klasmanda 36. ulaştım demek ki izlediğim strateji doğrudur.  Maaşını alıp ilk günlerde tüm paranızı harcadığınızı düşünün, ne olacak ya kalan günlerde parasız geçirirseniz ya da kredi çekersiniz. Vücuttaki enerjimiz de aynı, kaynaklarını akıllı bir şekilde kullanalım ki vücudumuza sonra borçlu çıkmayalım. Sonuna doğru parayı biraz biriktirelim ki finişte bol bol harcayalım. Uzun mesafelerde stabil bir tempoda gitmek benim için çok önemli, tabii ki sonuna doğru biraz kasabilirim halim kalıyorsa.
  3. Beslenme ve su tüketimi. Yarışta beslenmeme ve su tüketimime çok özen gösteririm. Mesafe ve hava sıcaklığına göre önceden beslenme ve su tüketimi planı yapıp onu sürekli kafamda tutup uyguluyorum. Ne kadar yorgun olursam olayım ama bu plana harfiyle uyuyorum.

Cappadocia Medium Trail yarışına gelince başlangıç çizgisinde beklerken müziğim, yarış – beslenme stratejim ve kafam hazırdı. Tek bir hedefim vardı – elimden geleni yapıp sağlıklı bir şekilde yarışı bitirmek.

UFUK5249
F: UFUK YARAMIŞ

Daha önce iki sefer bu mesafeyi koştum ama parkurda ufak tefek değişiklik olduğu için performan kıyaslanma pek mümkün olmayacaktı. Yarışı temkinli bir şekilde başlayıp bir baktım sporcular yanımdan basıp gidiyorlar ortada durup: “Arkadaşlar, ne aceleniz var :)” diyesim geldi ama elbette yapmadım, herkesin bildiği bir şey vardır mutlaka. 🙂

DARE3886
F: ANNA DARE

1. Kontrol noktasına (10.8 km) vardığımda sadece çöplerimi atıp yoluma devam ettim.

ONUR6832
F: ONUR ÇAM

Yarış başlamadan önce iki matara doldurdum ondan dolayı suya ihtiyacım yoktu. İstasyondan uzaklaştığımda pembe çoraplı kadın beni geçti ve hızla uzaklaştı. Tempomu bozmadan devam ettim, bu da bir irade testi, takip etmek insanın doğasında vardır kesin ve gücünü kontrol etmek bir sanattır, ne derler: Kontrolsüz güç güç değildir. Bu arada  hava tam benlikti, bulutlu ve hafif yağmurlu, ben ise kendimi kelebek kadar hafif hissettim. Uçhisar’ a gelmeden önce ta yaz ziyaretimizden kalan hatıra aklıma geldi, köşede bulunan koskoca bir kara dut ağacı, ne iştahla yemişim o dutları. Kara dut hayal ederken yarış gerçeklerine dönme zamanıydı. 2. kontrol noktasına (27.6 km) kadar hava gayet iyiydi, istasyona varınca hemen sularımı doldurdum ve biraz soda içip koşuma devam ettim.

ONUR8640
F: ONUR ÇAM

Hava ısınmaya başlayınca ben ise sürünmeye başladım ve tüm doğa kurallarına karşı kelebek tırtıla dönüştü. Her atılan adım bana daha da zor geliyordu, antrenmanlarda ve Geyik Koşuları’ nda kendimi ne kadar iyi hissedersem sanırım ki UTMB ve Kaçkar Ultra sonrası hala tam anlamıyla toparlanmamış oldum. Kendimi aynada görmedim elbette ama sanırım suratım bibendumdan farklı değildi.

ONUR8643
F: ONUR ÇAM

Fotoğraflara bakınca gayet iyi görünmeme rağmen o an hissettiklerim hiç de öyle değildi, kendimi dalgalı okyanusta sörf yapar gibi bir kötü bir iyi hissediyordum, bazen o kadar yürüyüşe geçmek istiyordum ki ama ne olursa olsun tempomu düşürmemeye çalışıyordum. Aslında bakarsan beslenme ve su tüketimi iyiydi, nabız da tam yerindeydi ama bacaklarım bir türlü gitmek istemiyordu. Hiçbir şeyi düşünmeyip tamamen müziğe odaklandım. Bir anda yanımdan kırmızı çantalı kadın geçip uçtu, arkasından bakıp kendime: “Eh, bugün gününde değilmişsin herhalde” dedim ama hızımı bozmadım, ne de olsa yolu daha yarılamadık.

1DXM0402
F: GOSHOTS.NET

 

3. kontrol noktasına (35.3 km) gelmeden hem pembe çoraplı hem de kırmızı çantalı hanımefendileri geçip istasyona hızlandım. Kendimi gayet iyi hissetmeye başladım ama her güzel şey er geç bittiği için birazdan tekrar çukura düştüm (kendimi kötü hissettim) ama ne olursa olsun tempomu düşürmemeye çalışıyordum. Kırmızı çantalı kadın beni tekrar yakaladı, ona yol verdim, hızla uzaklaştı ben ise sürünme dalgasını yakalayıp sörfe devam ediyordum. Kızılçukur Vadisi’ ne gelmeden önce tüm mataralarımı doldurmama rağmen su bitti ama bir sonraki kontrol noktasına kadar daha 3 km vardı. Dilim damağıma yapıştı ve sussuzluğumu düşünmeyip hızlı bir şekilde yoluma devam ettim. 4. kontrol noktasına (48 km) vardığımda hemen sularımı doldurup şişenin kalan kısmını kafama ve enseme döktüm, biraz canlandım. Buradan sonra çok sevdiğim bölüm başlıyordu, Akdağ çıkışı. Bu arada belli mesafeden sonra 119 km koşan Alper beni yakaladı ve enseme yapıştı, onu da ara sıra yan gözle kesiyordum. Çıkıştan sona inişe geçerek 5. kontrol noktasına (52.9 km) ulaştım. Su ve kola aldıktan sonra artık yarışın son bolümüne geçtim. Bu yol her sene “neden daha kısa parkura katılmadığımı” sorgulatıyor. Bu sefer pek sorgulatmadı çünkü baştan beri temkinli gittiğim için baya enerjim kaldı ve 119 km koşacak kadar gücüm vardı. İşte ne yapalım uzun yol şoförüyüm ben. Şunu bunu düşünerek önümde kırmızı çantalı sporcuyu gördüm, aslında geçmek niyetim yoktu ama finişe kadar artık 5-6 km kaldığı için yarış bir an önce bitsin diye iyice hızlandım ama yine de gücümü kontrol ediyordum. Artık biliyordum çok ama çok az kaldı. 38 km koşan sporcular da görünmeye başladı, herkes finiş anını iple çekiyordu. Ve nihayet Ürgüp’ e giriş. Şehre girince iyice hızlandım ve yarışın bitimine sadece 1 km kalıyordu. Güçlü bir finiş yapıp 5. kez bu yarışın bitiş çizgisinden geçmiş oldum.

_MG_2048
F: CAPPADOCIA ULTRA – TRAIL

Kendime her sene söz veriyorum bir sonraki sene en kısa mesafeyi koşacağım diye, iki kez en uzunu ve üç kere orta mesafeyi bitirdikten sonra onu da bir ara aradan çıkarmam gerekir sanırım. Seneye bakalım artık, gün doğmadan neler doğar. Her yarış bir tecrübedir ve bu sefer yeni bir ders aldım, parkurda ne olursa olsun sonuna kadar mücadele etme çabası. Bazen gününde olmayabilirsin ve yolda zihnin ne kadar seni yoruyorsa onu da yormaktansa ne yapıp edip onunla barışıp anlaşıp o günkü şartlarla en iyi şekilde yarışı bitirmek mümkündür. Her yarış bir dalgalı okyanus gibi, yarışta bir yükseliş bir düşüş yaşamak kaçınılmaz esas mesele her şey iyiyken hızlı koşmak değil her şey kötü giderken tüm iç gücümü toplayıp moralimi bozmamak ve tempoyu düşürmemektir (elbette farklı durumlar olabilir ama benimki ise sadece aşırı zihinsel ve kısmen fiziksel yorgunluktu, başka herhangi bir sıkıntım yoktu). Ben de bu işi başardığıma inanıyorum, yeter ki iste!

Her zamanki gibi Ürgüp’ te unutulmaz günler geçirdik. Tüm sevgili dostlarımızı görmek muhteşemdi. İki gün boyunca inspiredbyrun standımı ziyaret eden arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız.

Yarışın organizasyonu her zamanki gibi muhteşemdi. Başta Aydın Ayhan Güney ve Koray Bozunoğulları olmak üzere tüm sevgili ARGEUS Ekibi’ ne koskoca tebrikler ve teşekkürler. Tüm gönüllüler de muhteşemdi, ellerinize sağlık. Tüm sponsorlara, destekçilere, sağlık ekibine, yemek yapanlara ve tüm emeği geçenlere kocaman teşekkürler. Parkurda bizi çeken fotoğrafçı arkadaşlarımızın gözlerine, ellerine sağlık. 

Bu sefer Fresco Cave Suites‘ te kaldık, yardım ve ilgi için tüm güleryüzlü personele çok teşekkürler.

Tüm yarışmacılara çok tebrikler!

PS: Parkurda beni gören ve benimle konuşan arkadaşlarım varsa yarış boyunca müzik dinlediğim için sizi duymamış olabilirim, affola!

TEŞEKKÜRLER
Fenerler için LEDLENSER Türkiye (bu yarışta ihtiyacım olmadı ama zorunlu malzeme olarak yanımdaydı). Alper, 119 km koşarken gece etabında feneri kullandı ve inanılmaz memnun. 
Vitamin desteği için VOONKA (çok yoğun süreçte vücuda destek şarttır).
Anılarımı çekebildiğim için SONY / ActionCam Türkiye.
Sene boyunca yanımda olan COLUMBIA Türkiye Ailesi ve COLUMBIA MONTRAIL KOŞU GRUBU. 
Yarış boyunca COLUMBIA MONTRAIL BAJADA™ III  ayakkabı kullandım, Kapadokya parkuru için mükemmel bir seçim oldu benim içim. Ayakkabının rahatlığı ve zeminde tutunuşu muhteşem. Zorlu yarışlarda vazgeçilmezim oldu. UTMB 100 mil yarışında da aynı modeli kullandım.
96942_0
Ve son olarak beni çok mutlu eden bir noktayı değmek isterim. Aylarca Columbia Montrail Koşu Grubu olarak ormanda koşular düzenliyoruz. Yarıştan sonra “sizin koşularınıza gelmem çok şey öğretti ve yarış boyunca bana çok yardımcı oldu” sözlerinizi duymak paha biçilemez ve benim için en büyük ödül. İyi ki varsınız dostlar, hep beraber birbirimize destek vererek yeni zirvelere doğru durmadan devam!  
a6609814-9425-4978-aaa7-5e647189cd83
F: ONUR ÇAM
IMG_7565
GELENEKSEL DESENLERİM

“Koşunuzu nasıl alırdınız?” ya da “başarılı bir yarış için benim altın kurallarım”” için 4 yorum

  1. “Mesele herşey iyi giderken hızlı koşmak değil…..” bu yazınızın anafikri olan cümle olmuş, yarışlara hazırlanma aşamasında çok faydası olan bu paylaşımınız için teşekkürler, yazının girişindeki fotoğrafta ben de varım😃, hemen arkanızda. Saygılarımla

    Beğen

Yorum bırakın